Keşfedilmesi Gereken Albümler ve Hikayeleri #11 : Hediye Güven – Yengeç…

Keşfedilmesi Gereken Albümler ve Hikayeleri köşesinin onbirinci konuğu, dinleyicilerin ilk başta Playground grubu ile tanıdığı, Northern Melbourne Institute of Tafe’de Caz ve Pop Vokal eğitimi alan, sahne performansları ile başarılı Caz vokalistlerinden biri haline gelen, Lola Records’un yayınladığı “Swing Style 2” derleme albümünde “Siyah Sandıklarım” şarkısıyla yer alan Hediye Güven. Güven, ilk solo albümünü 2012 yılında WePlay etiketiyle yayınlamıştı : Yengeç… Siyah Sandıklarım’ın da yer aldığı Yengeç sonrasında yoluna kendi bağımsız label’ı “HediKedi Records” olarak devam eden Güven, en son 2017’de (albümün çıkış teklisi “Sarıl Bana” oldu) “On Bir Mevsim” isimli ikinci albümünü (ve 2018’de albümden “Yağmur Başlar”ın Orçun Ayata Rework’ünü) yayınladı.

Güven, “Yengeç” albümünün oluşum sürecini şu sözlerle anlatıyor :

“Yengeç” albümünün şarkılarını yıllar öncesinden yazmaya başlamıştım ve saklamaya gerek duymadan da sahnede çalıyorduk. Hatta o zamanlar Myspace vardı, oradan da paylaşıyordum. “Siyah Sandıklarım”ı Almanya’da yayınlanan bir compilation icin kaydetmiştim zaten ve ilk orada yayınlanmıştı. “Lament” ve “Cowboy Song” ise 2000 yılında Roxy Müzik Yarışması’nı kazanan grubumuz Playground zamanından şarkılardı. Playground dağıldıktan sonra da oluşturduğum grupta yeni yazdığım şarkılarla sahne almaya başladıkça hem cover, hem de benim şarkılarımı çalıyorduk ve sanırım canlı performanslarla da çala çala düzenlemeleri sağlamlaştı; şarkıların kimlikleri iyice oturmaya başladı. Albümü yapmaya koyulduğumda artık şarkılar üzerinde -babam Ömer Güven ile yapacağımız düet türkünün; yani “Çalın Davulları”nın düzenlemesi haricinde- çok da değişiklik yapacak veya yeni kararlar almamı sağlayacak bir şey kalmamıştı…

Yıllardır albüm yapma konusunda çeşitli fikirler ve baskılar altındaydım ama istediğim gibi olmadıkça, olmasın istiyordum. Biraz daha romantik bakıyordum sürece. “Artık albümleri firmalar senın için yapmıyor, sen kendin yapıyorsun. Hazır halde firmalara götürüyorsun, bir beğenenle masaya oturuyorsun. O yüzden, haydi biz başlayalım gerisi gelir!” diyen grup elemanlarım vardı. Ben ise tersini bekliyordum; çocukluğumdan beri izlediğim müzisyen biyografisi filmlerindeki gibi bir menajerin sahnede çalan sanatçıyı keşfetmesi sonucu işleri oldurması ve her şeyin kendiliğinden gelişmesini bekliyordum. Tabi ben o çözümü aradıkça bulamıyordum. Bir şeyi aramadığında, aramayı bıraktığında bulursun ya… İşte “Yengeç” de öyle oldu. Tam istediğim formatta buluştuk biz WePlay’le; ama bu konuda aramayı bıraktıktan sonra oluştu bu buluşma. Ne zaman ki ben albüm rüyasından vazgeçip, “Boşver! Müziğinin keyfini çıkar, istediğin kadar çal, söyle, paylaş bu güzel müziğini, gerisine bakma, endişelenme, her şey zaten çok güzel!” demeye başladığım o günlerden birindeki Hayal Kahvesi konserimizde WePlay patronlarından biri bir arkadaşıma kartını bırakıp, bir toplantı yapmayı önermiş benimle. Derken 2012’den beri “Yengeç” huzurlarınızda! Sağ olsunlar hiç bir şekilde albümün kaydına karışmadılar firmada. Bütün kararları bana bıraktılar, babamla yapabileceğim türkü düetini önermek dışında. Kayıtlarımız, mix ve mastering bittikten sonra da son derece destekleyici davrandılar.

8 yıl olmasına rağmen “Yengeç”i halen keşfetmekte olan ya da dinleyen insanların bana ulaşmalarına seviniyorum. Kayıtlar sırasında enstrümanların tonlamaları ve mixlerinde özellikle çok dikkatlı davranmıştım; zamansız ve hiç bir döneme ait olmamalarına çok özen göstermiştim ki her dönem dinlenebilsin diye… Melodiler zaten akılda kalıcıydılar ama sözlerin derin ve tonların; kaydın temiz ve zamansız olmaları da önemliydi, sanırım albümün hala çok seviliyor olmasında bu gibi faktörlerin onemi büyük. Albümün çıkışından sonraki basının ilgisi de senelerce sürdü. Müzik yazarları, radyocular, blogcular da bizzat önemli bir albüm yapmış olduğumu; zamansız ve çizgi üstü olduğunu belirtmekten çekinmediler; ki bu hem övünç verici hem de son derece sorumluluk yükleyen de bir durumdu benim için. İkinci albümüm “On Bir Mevsim”in en az o kriterlerde olması gerekecekti. Nitekim öyle olması için bir hayli kafa yorduk, kanımca öyle de oldu… Her yaz, hala mekanlarda “Yengeç”in şarkılarının çalınıyor olmaları ve bana sık sık videoların bu şekilde ulaşması, zamansız şarkıları yapma çabamın yerinde olduğunun kanıtı gibi. Siz de bana bu yazı dizisi için ulaştığınıza göre “Yengeç” hala ve hep çok genç kalacak bir albüm…”

“Yengeç” albümünü tüm dijital platformlarda ve müzik marketlerde CD formatında bulabilirsiniz.