Kılıçtan Keskin Kalemiyle Jose Saramago

Portekiz’de Aydınlanan Bir Güneş

        Saramago, 16 Kasım 1922’de Lizbon’un kuzeyinde küçük bir köyde dünyaya gelmiştir. Yoksul bir köylü ailenin oğludur. Yaşamış olduğu bu yoksulluğun yansımasını bazı kitaplarında görmekteyiz. Bu yoksulluğu köylü halkın,toprak sahipleriyle yaşadığı problemlerin etrafında şekillendirerek okurun önüne koymuştur. Buna en güzel örnek “Toprak’ın Uyanışı” adlı romanıdır. Ailesiyle birlikte Lizbon’a taşınarak eğitimini burada görmüş fakat ekonomik sıkıntılar nedeniyle okulu yarıda bırakmış, teknik ressamlık, editörlük ve çevirmenlik yapmış. Kaliteli yazarlığı sayesinde Portekiz Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulunda görev üstlenmiştir. 1993′ de Kanarya Adaları’na yerleşmiş ve Pilar Del Rio ile evlenmiştir. İlk romanı “Günah Ülkesi” 1947′ de yayınlanmış. Romanlarının yanı sıra, şiir kitapları ve oyunları da bulunmaktadır. 1998′ de ise Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.

Saramago özellikle sosyal ortamların ürünü çabuk yayma özelliği sayesinde daha fazla tanınan ve okur kitlesini çoğaltan bir yazar olmuştur. Romanlarında işlediği konularla birlikte tabuları yıkmayı başarmıştır. Bu yüzden hem kendi ülkesinden hem de diğer ülke vatandaşlarından, özellikle dini anlamda eleştiriye ve yeni anlatımlara kapalı olan insanlar tarafından fazlasıyla tepki görmüştür. Bu tepkiler onun yazmaktan çekilmesini değil daha çarpıcı yazmasını sağlamıştır. “İsa’ya Göre İncil” romanında Hz. İsa hakkında bilinenin aksine bazı iddialarda bulunması, “Kabil” romanında Tanrı ve Kabil arasında geçen sert konuşmalar yaratması, tabuları yıkma konusunda ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir.

Saramago sadece din hakkında değil aynı zamanda siyasi anlamda söylemek istediği ve vermek istediği mesajlarla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. “Görmek” romanında herhangi bir ülke vatandaşlarının seçimlerde göstereceği boykot karşısında mevcut olan iktidarın halkı cezalandırmak ve halkı vermiş olduğu bu karardan döndürmek için ne gibi stratejiler izleyeceğinden bahsetmiştir. Komünist bir kimliği olan Saramago örnek vermek gerekirse “Mağara” adlı kitabında kapitalizm araçlarının varlığından bahsederek, insanların kapitalizm karşısında takınması gereken tavır konusunda okuruna dolaylı yoldan bilgiler vermektedir. “Körlük” ve “Görmek” romanlarının isimlerinde olduğu gibi romanlarının isimleri basit düşünüldüğü takdirde anlamsız veya basit bir anlama gelirken, ince düşünüldüğünde ise çok derin anlamlar ifade etmektedir. Bu iki romanda fiziksel bir eksiklik veya fazlalıktan bahsetmemektedir. İnsanların fark edememesi ve artık fark etmeye başlamasını vurgulamaktadır. Saramago’nun bazı kitapları filmlere de dönüştürülmüştür. Bu filmlerden en dikkat çekici olanları “Körlük” romanının yine “Körlük” adıyla, “Kopyalanmış Adam” romanının ise “Düşman” adıyla izleyiciye sunulanlarıdır. “Düşman” filmi tıpkı kitabında olduğu gibi anlaşılması için üzerine düşünülmesi gereken, imgelerle dolu, anlaşılması zor fakat anlaşıldığı takdirde izleyicileri doyuma ulaştırabilecek kalitede bir filmdir. Saramago’nun en beğenilen romanlarından birisi olan “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş” romanında ölüm konusunu ve ölümün yokluğunun doğuracağı sonuçları çarpıcı olay örgüsü ve hayrete düşürecek bir sonla işlemeyi başarmıştır. Genel itibariyle bırakmış olduğu eserlerle tepkileri üzerine çektiği gibi kendisine çok sadık okurlar da kazanmıştır. Bu usta yazar 18 Haziran 2010 tarihinde hayata veda etmiştir.