Türk Ressamlardan Seçmeler

İnsanlar, hayal güçlerini, duygularını ve düşüncelerini resmederek ya da yazarak ifade etmeyi tercih etmişlerdir. Böylece ruhsal kimliklerini ortaya koyarak kendi benliklerini bulmak çok daha olasıdır. Bu yazıda ise oldukları kişiyi boyalar ile bulanlara değineceğiz. Dünya çapında sayılamayacak kadar fazla kişi olmasına karşın, kendi kültürümüzde iz bırakmakla kalmayıp, onlarca ve yüzlerce tablo bırakanlardan bazılarını hep birlikte görelim;

1- Osman Hamdi Bey (1842-1910)

Osman Hamdi Bey: Osmanlı arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy’ün ilk belediye başkanıdır. Batı terbiyesiyle yetişmiş fakat kendi kültüründen de hiçbir zaman uzaklaşmamıştır. Osmanlı Devleti’nde eğitim için Avrupa’ya gönderilen ilk dört gençten birisidir. Aynı zamanda Türkiye sınırları içerisinde “İlk Türk Müzesi”nin kurucusudur. Türk resminde Batılı anlamda figürlü kompozisyon kullanan ilk sanatçıdır. Resim alanında genellikle Kaplumbağa Terbiyecisi (1906) eserinden tanınmaktadır. Eserlerinin sergilendiği yerler: Sakıp Sabancı Müzesi, Pera Müzesi, Alte Nationalgalerie.

Anısına yapılanlar;

Bazı Eserleri;

Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

(Tuval üzerine yağlı boya)

Pembe Başlıklı Kız (1904)

(Tuval üzerine yağlı boya)

2- Hikmet Onat (1882-1977)

Hikmet Onat, Türkiye’deki  Empresyonist akımını devam edenlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk olarak Sanayi-i Nefise Mektebinde çalışmalarına başlamıştır. İstanbul’un birçok semtlerinde resimler yapmıştır. Bu nedenle İstanbul portrecisi olarak anılmaktadır. Ayrıca doğa resimleri de yapan Onat’ın çalışmalarında balıkçı kayıkları, yelkenliler ve sandallar sık olarak yer almıştır. Bir asra yaklaşan yaşamında ne yazık ki bir kez sergi açabilmiştir. Kitap: Hikmet Onat (1882-1977): resim sergisi: Türkiye İş Bankası Koleksiyonu’ndan

Bazı Eserleri;

Tekneler (1961)

(Tuval üzerine yağlı boya)

Siperde Mektup Okuyan Askerler (1917)

(Tuval üzerine yağlı boya)

3- İbrahim Çallı (1882-1960)

İbrahim Çallı, “İzlenimcilik” akımından ilerlemiştir. Sanayi-i Nefise Mektebinde hocalık yapmıştır. Öğrencilerine sanat aşkını aşılamayı amaçlamıştır. Resim sanatını geniş halk kesimlerine yayma çabası için “14 Kuşağı” ressamların öncüsü olarak kabul edilmiştir. Konu daha çok manzara, portre, natürmort, tarih ve günlük yaşamdır. Onun için desenden daha çok renk önemlidir. 1923’ten sonra Milli Mücadele’yi ve inkılapları konu alan resimlere yönelmiştir. Kitaplar: İbrahim Çallı (1947), Çallı ve Atölyesi.

Bazı Eserleri;

Gül Koklayan Kadın (1914)

(Tuval üzerine yağlı boya)

Zeybekler (1923)

(Tuval üzerine yağlı boya)

4- Nurullah Berk (1906-1981)

Nurullah Berk,  Sanayi-i Nefise Mektebinde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde eğitim görmüştür. 1924-1928 yılları arasında da Paris Güzel Sanatlar Okulunda çalışmalarına devam etmiştir. Geometrik-figüratif yapımcılığın ilk temsilcilerindendir. Ayrıca Türkiye’ye “Kübizm” akımını getiren ressam diyebiliriz. Doğu-Batı birleşimini savunan ressam, yazma minyatürlerini incelemiş ve Batılı tekniklerle biçimlendirmeye çalışmıştır.

Kitapları;

Bazı Eserleri;

İskambil Kağıtlı Natürmort (1933)

Penceredeki Adam (1959)

5- Cemal Tollu (1899-1968)

Cemal Sait Tollu, Sanayi-i Nefisedeki eğitiminin ardından Almanya’da Hoffman Atölyesinde eğitimine devam etmiştir.  Resimlerinde yerel konuları “Kübist” bir anlayışla işlemiştir. Güzel Sanatlar Akademisinde iken İbrahim Çallı’dan etkilenmekle beraber Lhote ve Leger gibi kübist ressamlardan da etkilenmiştir. 1930 kuşağının önde gelen temsilcilerindendir. Eserleri  İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde, Millî Kütüphane Koleksiyonu’nda ve birçok özel ve resmi koleksiyonlarda yer almaktadır.

Bazı Eserleri;

Figürlü Dere Boyu (1945)

Pamuk Toplayanlar (1965)

Exit mobile version