Fikret Mualla absurdizi.com

Paris Ressamı Fikret Mualla

Şimdi sizlere geçmişte yaşamış fakat geleceğin ressamı olup bulunduğu toplumda anlaşılmamış, hayatının bir kısmını hastanelerde geçirmiş Vincent van Gogh’un tam tersi yalnızlığını tablolara kalabalıklar olarak çizmiş, gözünün her değdiği güzelliği ve özlemini çektiği her şeyi fırçasıyla tablosuna yansıtmış, hem ressam hem yazar Fikret Mualla’yı kalemim döndükçe anlatacağım.

Fikret Mualla absurdizi.com
Fikret Mualla

Yaşamı her ne kadar siyah ve gri tonlarda olsa da paleti rengârenk olan Türk ressam Fikret Mualla Saygı 1903 yılında Kadıköy’de dünyaya geldi. Çocukluğu Kadıköy ve çevresinde geçmiştir. Saint Joseph ve Galatasaray Liselerinde eğitim gördü. Dayısı Hikmet Topuzar’ın etkisiyle futbola merak sardı ve bu merakı yüzünden geçirdiği bir kaza sonucu topal kaldı. Sağ ayağının topal kalmasından dolayı görmek istediği ilgiyi çevresinden göremeyince çareyi alkolde buldu ve defalarca alkol sorunu yüzünden polisler tarafından tutuklanıp hastaneye yatırıldı. Hatta bir rivayete göre Picasso’nun ona verdiği bir tabloyu rakı parasına sattığı söylenir.

Günümüzde ismini Covid19’dan dolayı çok duyduğumuz İspanyol gribi, Fikret Bey’in yaşadığı o dönemi etkisi altına almış ve hatta lisede kaptığı İspanyol virüsünü eve taşıyıp annesinin hastalanmasına neden olmuş. Grip sonucu annesinin genç yaştaki ölümünden dolayı kendisini sorumlu tutmuş ve tablolarında sürekli anne ve çocuk ilişkisini işlemiştir.

Fikret Mualla absurdizi.com
Cazcılar

Annesinin vefatından sonra babasını genç bir kadınla annesinin yatağında yakalaması sonucu bir yumruk darbesiyle babasının kulağını patlatmış ve babasıyla arasındaki ilk uçurumu başlatmış oldu. Aynı zamanda babasının genç bir kadınla evlenmiş olması onu içten içe derinlemesine etkiledi. Yaşadığı sıkıntılı çocukluktan dolayı bu durum Fikret Bey’i uyumsuz biri haline getirmiştir. 17 yaşında lise öğrenimini bitirince babası onu İsviçre’ye mühendislik okumaya göndermiştir. Mühendislikten ziyade resim onun daha çok ilgisini çekmiş ve ilgisini bu yöne kaydırıp dönemin konsolosu Rıza Bey’in desteğiyle Almanya’ya resim eğitimi almaya gitmiştir. Babasının maddi durumunun bozulmasıyla para sıkıntısı çeken Fikret Mualla, Abbas Halim Paşa’dan mali destek görmüştür.

Topallığı nedeniyle utangaç hale gelmiş ve yalnızlaşmıştır. İlk defa alkol bağımlılığı yüzünden Almanya’da tedavi altına girmiştir. Bohem yaşamı gittikçe ona zarar vermiş, kendisini toplumdan uzaklaştırmıştır fakat sanatını beslemişti. Tedavisinden sonra Fransa ve İtalya’ya sanat gezileri yapmıştır. Gezdikçe etkilenmiş gördükçe tablosuna yansıtmıştır. Renkleri ustaca kullanışı yabancı ülkelerde dikkat çekmiş fakat ülkesinde dışlanmasına neden olmuş ve bu durum onu yazarlığa itmişti. Kendisiyle ortak noktalar bulduğu Schiller hakkında bir kitap yazmıştır. Gönüllü yalnızlığına eşlik edecek kadınlardan hoşlanmış fakat olumlu cevaplar alamamıştır. Resimlerinde görülen portreler kim oldukları hakkında bir bilgi vermemiştir. Öylesine gördüğü kadınları hafızasında görselleriyle resmetmiştir.

Mavi Bar absurdizi.com
Mavi Bar

Babasının çektiği maddi sıkıntılardan dolayı yurda dönene Fikret Mualla bir dönem Galatasaray Lisesinde ve Ayvalık Ortaokulunda kısa bir dönem resim öğretmenliği yapmıştır. Öğretmenliği bıraktıktan sonra sahne kostümleri çizmiş ve kitapları resimlemiştir. Nâzım Hikmet’in ”Varan 3” adlı şiir kitabını ve ”Benerci Kendini Nasıl Öldürdü” adlı oyunu da resimlemiştir. 1934’te ilk sergisini İstanbul’da açtı, fakat ilgi göremedi. Salah Cimcoz’un evinde konaklayıp üç çocuğuna da resim dersi verdi. Resim dersi verdiği kişiler arasında bulunan Emel Korutürk ilerde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün eşi olup, onu Paris’teki kimsesiz mezarlığından çıkarıp yurduna vasiyeti olduğu yere Karacaahmet Mezarlığına defnettirecekti.

Salah Cimcoz’la alkol aldıkları bir akşam alkolün etkisiyle Atatürk’ün portresini çizen yabancı sanatçıyı eleştirmiş ve yanlış anlaşılmıştır. Devlet büyüğüne hakaretten polisler tarafından tutuklanmış, sorguya alınmıştır ve o günden sonra polis fobisi başlamış, ölene kadar peşini bırakmamıştır. Bu olaydan sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine 1,5 yıl yatırılmıştır. Ben bunu bir tedaviden çok Fikret Mualla’nın hayatta ona vereceği yeni bir ders olarak görüyorum çünkü oda arkadaşı Neyzen Tevfik’tir. Aynı zamanda kendisinin de sonradan ‘’Büyük Türk’’ olarak adlandıracağı doktoru Mazhar Osman’dır.

Fikret Mualla absurdizi.com eserleri
Siyah Küçük Köpek ve İnsanlar


1938 yılında babasını kaybetmiştir. Babasından kalan mirasla Paris’e taşınmıştır. Gitmeden önce Abidin Dino’nun son bir isteği üzerine New York, Türk Pavyonu için 30’a yakın eser yapmıştır. Büyük yankı yaratan eserlerinden bazıları nü olduğu için kendisine dava açılmıştır, beraat ettikten sonra ömrünün geri kalanını geçireceği Fransa’ya taşınmış ve Paris Ressamı serüvenine başlamıştır. Evet yanlış okumadınız kendisine Paris Ressamı denilmektedir. Paris’te keşif edilmesi uzun sürse de orada büyük ilgi ve değer görmüş hatta Picasso’nun bile beğenisini toplamış, Fikret Bey’den tablo satın almıştır. Dönemini etkisine alan dışavurumculuk onu da etkisi altına almıştır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra maddi açıdan etkilenmiştir. O kadar zor günler yaşamış ki yine bilinmez bir rivayete göre yerden sigara izmaritleri toplamıştır. Tablolarını çok ucuza satmış geçinmeye çalışmıştır. Bu sıkıntıların tek nedeni 2. Dünya Savaşı da değildi tabii: Paris’teki lüks yaşamı da onu bu sıkıntılara itmiştir. Alkol sorunu yüzünden Paris’te de birkaç kez hastanede yatışmıştır. Hastaneden sonra Dina Vierny’nin himayesi altına girmiştir.

Fikret Mualla eserleri absurdizi.com

1954’te Paris’te Dina Vierny Gallery’de ilk sergisini açmış ve sergideki tüm tabloları satmıştır. Fakat sergiyi düzenleyen iki tablo simsarı Fikret Mualla’yı dolandırmıştır. Bu sergiden sonra ünlü ressam Paris’te duyulmuş, Picasso’nun dikkatini çekmiş ve kendisine Paris Ressamı lakabı takılmıştır. İki yıl sonra ikinci sergisini açtı ve akıl hastanesine tekrar yatırıldı. Hastaneden çıktıktan sonra resimlerinin sürekli alıcısı Madam Angles ile tanıştı. Giderek tanınan ve dikkat çeken Fikret Mualla resimleri, koleksiyoncular tarafından toplanmaya başlamıştı. 1962 yılında düşerek felç geçirmiştir. Hiçbir zaman o istediği düzenli hayatı kuramayan Fikret Bey’in bakımını da Madame Fernande Agnes üstlenmiştir. Bir bakıcı gözleminde Fikret Mualla’yı Reillanne’daki çiftliğine göndermiş ve yaşamının sonuna kadar bu çiftlikte Fernande Agnes eserler üretmiştir. Sinir krizlerinin çoğalmasıyla bir dinlenme evine yatırılmış ve 20 Temmuz’da hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi Kimsesizler Mezarlığına gömülmüştür. Daha sonrasında Emel Korutürk ve dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk kemiklerini İstanbul’a getirterek Karacaahmet mezarlığına defnetmiştir.

Yaşamının tümü kalabalıklar içerisinde yalnız geçiren Fikret Mualla ne yazık ki aynı kederi toprağın altında da yaşamıştır. Dostlarının desteğine rağmen bir türlü hayata bağlanamıyor oluşu onu daha derin bir depresyon ve alkol bağımlılığına itmiştir. Barlara ödeyecek parası olmadığında bar sahiplerine tablo yapıp satan sanatçının hayatı, hüzün, hastalık ve alkol gibi zorluklarla geçmiştir.