Aykut Turan ile “Kaçmalı Bu Kafadan” Diyerek Yeni Şarkısı ve Müzik Hayatı Üzerine Konuştuk

GTR Müzik, müzik camiasına genç ve yetenekli yeni isimler katmaya süratle devam ediyor. Bu isimlerden biri Aykut Turan. Aslında uzun süredir müziğin içinde eğitim ve üretim kanadında bulundu. Bestelerini sosyal medya üzerinden insanların beğenisine sundu. Youtube’da Allianz Motto Müzik kanalında Gökhan Türkmen ile yeni yetenekleri keşfetmek ve onlara fırsatlar sunmak amacıyla hazırlanan “Son ‘ki üç kayıt” programında gerçekleşen yarışmada birincilik ipini göğüsledi. Geçtiğimiz günlerde GTR etiketiyle “Kaçmalı bu kafadan” isimli single çalışmasını yayınladı. Aykut Turan ile yeni şarkısı, müzik hayatı ve gelecek planları üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Merhaba sevgili Aykut Turan sitemize konuk olup sorularımızı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Öncelikle sizi yeni keşfedecek okuyucularımız ve müzikseverler için kendinizi tanıtır mısınız? Kimdir Aykut Turan?

16 Kasım 1990 senesinde Kırklareli’nde doğdum. Memur çocuğu olduğumdan okul yıllarımı birçok farklı şehirde geçirdim. Mersin’de bulunduğum lise zamanlarında müziğe olan tutkumu ve beste üretme yeteneğimi fark etmemle beraber müzikâl arayışımı akademik olarak devam ettirmeye karar verdim. Bu karar üzerine çocukluk yıllarımın geçtiği İstanbul’a geri döndüm. İkincilikle girdiğim İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzik Teorisi Bölümü’nden 2018 yılında mezun oldum. Sanat okulları ve kolejlerde müzik öğretmenliği yapmamın yanı sıra çeşitli mekân ve organizasyonlarda sahne alıyorum.


Müziğe başlama serüveninizde bağlamanın yer aldığını öğrendim. Türkülere getirdiğiniz blues yorumları da oldukça ilgi çekici. Türkülere olan ilginiz nasıl başladı? Müzik hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?

Annem Karadenizli, babam Doğulu olduğundan iki farklı kültürden de beslenme fırsatım oldu. Dolayısıyla türküler küçüklükten beri kulağımdaydı. Bir yerden sonra dinlemek yetmeyince, ortaokul yıllarımda bizimkilere bir bağlama aldırdım. Müziğe dair hiçbir fikrim yok tabii o zamanlar. Halk dilinde kara düzen diye tabir edilen bir teknikle, ilk olarak Neşet Ertaş’ın “Yalan Dünya” eserini çalmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Lise yıllarımda kendimi gitarla daha iyi ifade ettiğimi fark ettikten sonra bağlamanın yerini gitar aldı; fakat bugün hâlâ çıktığım sahnelerde blues ve reggae formlarında düzenlediğim veya hiç değiştirmeden orijinal hâliyle söylediğim türkülere yer veriyorum.


İlk single çalışmanız “Kaçmalı Bu Kafadan” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Dinlemesi ve hissettirdikleri ile oldukça keyifli bu parçanın yayınlanma sürecinden bahseder misiniz?

“Son’ ki üç kayıt” programının sonuçlanmasının ardından çalışmalara başladık. Gökhan Türkmen ve şarkının aranjörü Alper Anık ile her detayın üzerinde durarak ilerledik. Kayıt süreci bittikten sonra Mustafa Özen yönetmenliğinde bir kliple birlikte şarkıyı dinleyicilere sunduk.

“Kaçmalı Bu Kafadan” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

Yaklaşık üç yıl kadar önce yazdığım bir şarkı olduğu için yakın çevrem akustik hâlini biliyordu; fakat bir prodüksiyon içerisinde düzenlendikten sonra benim kafamda dahi farklı bir form içine girdi. Dolayısıyla çevremdeki herkes yeni bir şarkı gibi dinleyip o şekilde değerlendirdi. Şu ana kadar beni tanıyan veya tanımayan hiç kimseden olumsuz bir geri dönüş almadım. Bu da yeni çıkaracağım şarkı için iyi bir motivasyon oldu.

Allianz Motto Müzik’te yayınlanan “Son ‘ki üç kayıt” programı sanırım hayatınızda önemli bir köşe taşı oldu. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?

Programa sosyal medyada denk geldim. Konsepti incelediğimde bana çok uygun olduğunu düşündüm. O güne kadar yayınlanmış bölümleri seyredip, değerlendirme yapan müzisyenleri gördüğümde, yıllardır televizyon programlarında uygulanan “showbusiness” temeli üzerine kurulmamış bir proje olduğunu fark ettim. Kendi şarkımla katılmamın yanı sıra Gökhan Türkmen gibi iyi bir müzisyenle çalışma fırsatı sunuyordu. Bu fırsatı değerlendirmek istedim.

Şarkınız programda Metin Özülkü ve Gökhan Türkmen gibi Türk müziğinin usta isimleri tarafından değerlendirildi ve başarı kazandı. Bu süreçte hissettiğiniz duyguları öğrenebilir miyiz?

Metin Özülkü çocukluğumdan beri bildiğim, kendi alanında duayen bir müzisyen. Onun konuk olduğu bölüme denk gelmiş olmam ayrıca bir şanstı. Gökhan Türkmen ise yıllarca sahnede şarkılarını söylediğim bir isimdi. Çocuk yaştan beri yazıp çizdiğim şeylerin böyle müzisyenler tarafından karşılık bulması yoğun ve güçlü bir his, bunu söyleyebilirim.

Yarışmanın birincisi olarak GTR Müzik ekibiyle çalışma şansı yakaladınız. Gökhan Türkmen ve GTR ailesi ile birlikte olmanın size sağladığı imkan ve avantajlar nelerdi?

Bu programın bana kazandırdığı en önemli şeylerden birisi de bu oldu. Şarkının yapım sürecinde bir araya geldiğimizde, proje sonuçlandıktan sonra da birlikte çalışma kararı aldık. Tanıştığımız günden bu yana Gökhan Türkmen ve Sinem Aksoy Türkmen hiçbir konuda desteklerini esirgemediler. Yaptığımız işin haricinde psikolojik olarak da yanımda oldular. Böyle bir süreçte bu önemliydi benim için. GTR Müzik ekibinden şarkıma eşlik eden arkadaşların hepsi birbirinden yetenekli müzisyenler. GTR Müzik’in diğer iş kollarındaki istisnasız herkes beni çok samimi karşıladı. Müziğimle veya kişisel hayatımla ilgili işin içinden çıkamadığım bir durumla karşılaştığımda, GTR ailesinden her kiminle görüşürsem içten bir şekilde elinden geleni yapacağına inanıyorum. Günümüz şartlarında birlikte çalıştığın insanların sağlayacağı en önemli imkân ve avantaj bu bence.

Şarkılarınızdaki sözlerde dinleyeni içine çeken, günlük hayattan insan manzaraları, tanıdık duygular yer alıyor. Üretim sürecinde size  ilham veren neler var?

Bu biraz çetrefilli bir konu. Sabit bir durumdan söz edemem ama ortak bir çatı altında bahsetmem gerekirse, yaşanmışlık ve gözlemlerin sonucunda yazdığımı söyleyebilirim. Bunlar da genellikle herhangi bir zaman, herhangi bir yerde cereyan eden olayların birikimiyle şekilleniyor. Hayatın içinde olmakla ilgili biraz.

Yakaladığınız başarı müzikle ilgili hayallerini gerçekleştirme yolunda pek çok insana motivasyon sağlayacaktır eminim. Bu açıdan vereceğiniz  tavsiyeleri oldukça kıymetli buluyorum. Okuduğunuz kitaplar, dinlediğiniz müzikler gibi bir öneri listesi istesek?

Okuma ve dinleme tercihlerim dönemsel olarak farklılıklar gösteriyor. Bazen tarihi bir karakteri merak ediyorum ve onunla ilgili ne bulursam okuyorum. Bazen de bir şarkıcının hayat hikâyesi ilgimi çekiyor, bu güne kadar yayınladığı tüm şarkıları dinliyorum. Uzun zamandır haşhaşîn tarikatı ve kurucuları Hasan Sabbah kurcalıyordu aklımı. Bunun üzerine Vladimir Bartol’un “Fedailerin Kalesi Alamut” kitabını okudum, etkileyiciydi. Doğu edebiyatına ilgi duyan varsa, yine Hasan Sabbah’ın yakın arkadaşı Ömer Hayyam’ı konu alan, Amin Maalouf’un “Semerkant” romanını önerebilirim. Müzik konusunda yeni çıkan şeylere pek açık olmadığım bir dönemdeyim. Beslenmek için dinleyeceklerse eskilere baksınlar derim. Kendi zevklerine göre artık Neşet Ertaş mı olur yoksa Quincy Jones mu? Bilemem ama eskiler iyidir.

Bundan sonra müzik kariyeriniz ile ilgili plan ya da hayalleriniz nelerdir? Aykut Turan ismini yeni projelerde yakın zamanda görebilecek miyiz?

Kariyer planlaması konusunda pek iyi sayılmam ama çok sık hayal kurarım. Türkiye şartlarında müzisyen olarak tutunacağınız tutkulu bir hayaliniz yoksa bu işi sürdürmek çok zor. Vazgeçmeniz için gereken sebeplerin çok daha fazlası çıkıyor karşınıza. GTR müzik bu süreci planlı bir şekilde yönetmem konusunda da büyük destek sağlıyor. Yeni projeler için sürekli irtibat halindeyiz. En kısa zamanda yeni bir şarkı için stüdyoya gireceğiz, tekrar görüşmek üzere..

Cevaplarınız için Absurdizi ailesi adına çok teşekkür ediyorum. Müzik dolu günler dileğimizle…

“Kaçmalı Bu Kafadan” parçasını dinlemeyen ve yeniden dinlemek isteyenler için şarkının detaylarını da içeren haberimizi ziyeret edebilirsiniz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir