Necati Bey’in Gül Kasidesi

Klasik şiirde Gül’ün önemi çok büyüktür. Hemen hemen her divan şairi gül üzerine şiirler yazmış ve gül yoluyla teşbih yapmıştır. Necati Gül Kasidesini II. Bayezid’e yazmıştır. Onun adaletli oluşundan ve ona olan hürmetinden bahsetmiştir. Öyle ince işlemiştir ki her beyiti insanı adeta mest etmekle kalmayıp gülün bülbüle çektirdiği ve goncanın çektiği sıkıntının hepsini yaşamamak elde değil.

Gül baharın gelişini müjdeleyendir, tövbelerden döndürendir. Ne zaman ki bahar gelir gül bahçeleri kırmızı güllerle dolar işte o zaman meclisler boşalır insanlar kendini şaraba verirler. Bunu Necati Bey’in gül kasidesinde bulunan şu beyitle anlamlandırabiliriz.

 Bâde-i hamrâ ile çeng ü neye virdi ‘amel

 Tevbe vü zühd ü salâhı eyledi bî-kâr gül ( Gül kasidesi/9)

 (Gül, o çok kırmızı bâde ile çeng ve neye iş gösterdi; tövbe ehillerini ve kendisini ibadete vermiş kişileri de işsiz eyledi.)

Goncanın kapalı olması onun sıkıntı içinde olmasına rivayettir ve gonca ne zamanki yapraklarını açar işte o zaman feraha kavuşur, tüm sıkıntılarından kurtulur. Bu nedenle gonca, gülün dikenlerinden ötürü sıkıntıdadır ve içinin kırmızı olması nedeniyle de sanki kan yutmuş gibidir. Ayrıca Bülbül de gonca gibi sıkıntıdayken gül rüzgarla sabah rüzgarında oynaşmaktadır. Bahsettiğimiz bu durumdan ise Necati’nin aşağıdaki beyitinde bahsedilmektedir.

 Gonca gibi gam dikenlerinde bülbül kan yutar

 Karşusında bâd-ı subh ile güler oynar gül (Gül kasidesi/12)

 (Bülbül gam dikenlerinden dolayı gonca gibi kanlar yutar; gül ise onun [bülbülün] karşısında sabah rüzgârı ile gülüp oynar.)

Şairin Sultan Bayezid’e yazmış olduğu methiye bölümü ise bizi adeta mest ediyor. Çünkü 16 beyit boyunca gülün güzelliğinden bahseden şair gülü padişah karşısında öyle bir konuma getiriyor ki sanki gülün goncaya ve bülbüle çektirdiklerinin hıncını alıyor.  Bu beyitte Padişah’ın adaletinin her şeyden üstün olduğunu dile getiren Necati öyle bir üslup kullanıyor ki mest olmamak elde değil. Padişah o kadar adil ki gülün bile bülbüle haksızlık ve zulüm etmesine imkan yoktur.

Şâh-ı ‘âdil devridür var gûş-mâl it ey sabâ

 Bülbüle cevr eylemekden itsün istiğfâr gül

 (Ey sabah yeli, [artık] adaletli padişahın [Bayezid] devridir, git gülün kulağını bük; bülbüle eziyet etmekten tövbe etsin)