Geri Gelen Mektup Şiirinin Hikayesi

Gençliği fikir ve dava yolunda süregeçen Hüseyin Nihal Atsız, Hiçbir kadınla duygusal anlamda bağ kuracak vakit ayıramamıştır kendine. Atandığı okulda bir meslektaşı ilgisini çekene kadar Atsız, bu eksikliği fark edememiştir. O kadının yeşil gözleri onu etkisi altına alabilmeyi başarmıştır. O ana dek hiçbir kadına ilgisi kaymamışken bu kadına yüreği akmaya başlar. Kendisine her ne kadar karşı koymaya kalkarsa kalksın bu ilgiyi üzerinden atamayan Atsız, en sonunda meslektaşına açılmaya karar verir. Bir şiir kaleme alır ve gizlice o yeşil gözlü hanımın dolabına koyar. Hanımsa mektubu bulduğu anda kimden geldiğini anlar ve zarfı açmaya bile yeltenmeden Atsız’a geri verir. Daha sonralar çıkardığı şiir kitabında Atsız, sözü geçen şiire “Geri Gelen Mektup” adını koyar ve yayınlar.

İşte o şiir:

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? 
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? 
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? 
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. 

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; 
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; 
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, 
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse… 

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla, 
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! 
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince 
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince 
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; 
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. 
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın, 
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, 
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; 
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! 

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden, 
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden… 
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı, 
Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı. 
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu! 
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu! 
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, 
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı. 

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler, 
Tek bendeki volkanları söndürse denizler! 
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma ‘Kaabil’ 
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil 
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum. 
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum. 

Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur. 
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik. 
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur; 
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik…

Ayrıca Osman Öztunç tarafından yapılan bestesi, buyurun:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir