Peyami Safa’nın Noraliya’sı

MATMAZEL NORLİYA’NIN KOLTUĞU KİTABI ÜZERİNE;

 GİRİŞ:

Matmazel Noraliya’nın koltuğu, ilk kez 1949 yılında yayımlanmıştır. Romanda İkinci Dünya Savaşı’nın emarelerine rastlamak mümkündür. Bu romanda savaşın son demleri dış siyasal ve toplumsal atmosferi de oluşturmuştur.Savaş psikolojisinin bireyler üzerinde bıraktığı etkiler romana da anbean  yansımıştır. Çünkü savaşla beraber gelen yoğun güvensizlik  duygusu karakterlerin ruhsal ve düşünsel arayışlarına çevresel bir zemin hazırlamakla beraber  maddeci ve ruhçu bakış açısını da sorgulamaktadır.

Peyami Safa bu romanda doğuyu mistisizmle*, Batıyı da akılcılıkla özdeştirmiştir. Bu bağlamda doğu-batı çatışmasını bu yönden ele almak mümkündür.Ferit tıp bölümünü bırakıp felsefe bölümüne geçmiştir fakat felsefeyi de okumayıp yarım bırakmıştır. Ferit’in tıptan felsefeye geçişi maddeci düşünceden akılcı düşünceye geçmesi bakımından yorumlanabilir.

Ferit’in sürekli olarak yaşadığı içsel çatışma okuyucuya yazar tarafından o kadar iyi yansıtılmıştır ki karakterin girdiği buhrana okuyucunun da onunla birlikte girmesi çok olasıdır.Bu roman bir çok kaynak tarafından ağır bir psikolojik roman olarak kabul edilmiştir. Dönem insanının psikolojisi olsun, yaşanılan zorluklar, düşünce yapısının farklılığı hepsi net bir şekilde romanda görebileceğimiz hususlardır.Bir çok felsefi kavramın kullanılması romanın okuyucuyu üzerinde çok fazla düşündüren bir durumdur. Peyami Safa genellikle romanlarında okuyucuyu dinamik tutmak isteyen bir yazardır. Okuyucunun aktif olması ve olayları çözmesi için zaman tanır. Ayrıca olayları en ince ayrıntısına kadar anlatarak detaycı bir anlatıma başvurur.

Romanda bu unsurları bulundurmasının başlıca sebeplerinden biri de romanla toplumun  ayrı olarak ele alınmayacağını ve her türlü yönüyle ele alınması gerektiğini düşündüğündendir. Şüphesiz ki romandaki en önemli unsur gerçekçiliktir eğer gerçekler  örtbas  edilirse toplumun değerleri de örtbas edilmiş olur. Peyami Safa bundan kaçınmıştır. İyi kötü, olumlu olumsuz her şeyi romanlarında yansıtmıştır. 

Bu gerçekçilik sayesinde bir nevi o zamanın psikolojisi göz önüne alınabilir ve bu da sosyolojik bakımdan önemli bir değerdir. Sosyologlar o zamanın toplum psikolojisini çok rahat bir şekilde ele alabilirler.