Geçen sene aramızdan ayrılan, Derman İskender Över. Biz onu Küçük İskender diye tanıyoruz. Kısaca hayatından bahsedecek olursak 1964 yılında İstanbul’da dünyaya göz açtı. Kabataş Erkek lisesini bitirdikten sonra İÜ Cerrahpaşa Tıp fakültesini kazandı fakat son senesinde okulu bıraktı. Daha sonra İÜ Sosyoloji bölümüne girdi, orayı da 3 sene sonra bıraktı. Tıp Fakültesini bırakacak kadar çok sevdi şiir’i. Profesyonel olarak 1985 yılında şiirleri yayımlanmaya başladı. 1997′ de ” Ağır Roman” ve 2003′ te ”O Şimdi Asker” filmlerinde rol aldı.
İstanbul’da Baba Zula, Rashit, Teoman, Gripin, Hayko Cepkin, Zakkum, Derya Köroğlu, Mabel Matiz, Can Bonomo, Nejat Yavaşoğulları, Model, Flört, gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı. 2006 yılında ”Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü” 2014’te ”Erdal Öz Edebiyat Ödülü” Küçük İskender’e verildi.
Küçük İskender şairlere ölümünden sonra ne yapılmasını istedikleri konusunda bir soruya cevabında ”Böyle bir adam yaşadı diye eğlenin” demiş. ” Yani ben öldükten sonra nasıl bir ritüel olur diye düşünürsek mesela Can Baba’nın mezarına şarap dökmek gibi bir şey de istemem ben. Benim arkamdan domuz gibi içsinler de istemem. Kim ne yapmak istiyorsa onu yapsın o beni ilgilendirmez de, benim istediğim benim öldüğümü duydukları gün dansa gitsinler isterim. Yani dansa gitmeyenler dansa gitsin. Bir gün önce dansa gidenler de uzun zamandır çok özledikleri sevgililerini arasınlar. O arayanlar varsa ne bileyim parti versinler o gece, çok eğlensinler. Ben öldüm diye eğlenmesinler, böyle bir adam yaşadı diye eğlensinler.”
Sevgili İskender sana burdan cevapsız bir mektup gönderiyorum. Umarım oralarda ışıklar içindesindir. Bize bıraktığın her şiir için sana teşekkür etmeliyim. Bazen hayatımızın bazı dönemlerinde seni dinlemek gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarpacağı için cesaret gerektiriyor. Sana dokunan, sesini bir kez duyan bile seni bırakamazken, kanserinde sana sıkı- sıkı bağlanması gibi şiirlerinde bizi sarıp sarmaladı. Geride bıraktığın her yazın, şiirin ve kitapların okurların için her zaman özel olacaktır. Hiç merak etme o gün senin için dans ettik.
”Önemli olan vücut toprağa giderken kafayı yukarı kaldırabilmek”
”Artık Kalbim Yok”
artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine,atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Küçük bir velede verdim onu,oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!