Blitzkrieg Doktrini (Yıldırım Harbi)

  • Birinci Dünya Savaşı ve öncesinde Alman Blitzkrieg doktrininin kavramsallaştırılmasında ayrı bir evrimsel kısım vardır. Güçlü bir savunma hattını (Batı Cephesi) kırma fikirleri, taktiksel gerçekliklerin pratik bir sonucudur; ve hareketlilik, koruma ve yangın gücü için tanklara (çeşitli oluşumlarda) odaklanan ademi merkeziyetçilik.

Bu kombinasyon modern savaşta devrim yarattı ve askeri doktrin hakkında yeni bir
düşünce yarattı.

Ayrıca, operasyonel seviye ve operasyonel sanat, konvansiyonel operasyonlardaki stratejistler için önemli bir unsur haline geldi.

Bu doktrinin, olumlu ve olumsuz yönleri var idi.
Olumlu tarafı, operasyonel düzeyde hızlı bir taktiksel zaferin kullanılabilmesiydi. Olumsuz tarafı, hızlı ilerlemelerin lojistik çizgilerini çok ince uzatmasıydı. Bu, özellikle Alman askeri lojistik sisteminin büyük bir kısmının mekanik saldırı kuvvetlerini desteklemek için hala at ve katır çizilmiş sistemler kullandığı bir dönemde belirgindi.

Bu doktrinin en yakın örneğini, Fransa ve Polonya muharebelerinde görebiliriz.
Doktrinin diğer adı ise; Yıldırım harbi, hızlı savaş demektir. Taktiksel olarak önce, Hava Kuvvetleri düşmana en ağır şekilde bombardıman ve taarruz saldırıları yaparak düşmanın önemli stratejik noktalarını hezimete uğratır. Daha sonra ise, Ağır ve Orta sınıf tanklar taarruza başlar, arkalarında ise motorize piyadeler takip eder. Düşman daha ne olduğunu anlamadan muharebeyi kayıp etmiş olduğunu anlarlar.