Breaking Bad ile Zirveye Yolculuk

2008 yılında yayınlanmaya başlayan, kanser olduğunu öğrendikten sonra, ailesine para bırakmak umuduyla metamfetamin üretimine başlayarak, zamanla uyuşturucu baronuna dönüşen kimya öğretmeni Walter White’ı konu alan ve başarısıyla adından oldukça söz ettiren Breaking Bad, 9.5 puanıyla zirvede yer alıyor. Breaking Bad’i zirveye çıkaran sebeplerden bazılarına göz atalım.

Yavaş ama Kaliteli Senaryo

Breaking Bad’i seyretmeye başlayan birinden duyacağınız ilk eleştiri, muhtemelen dizinin ne kadar yavaş ilerlediği hakkında olacaktır. Aslında Breaking Bad gerçekten de yavaş ilerleyen bir dizi. Walter White’ın kendisini göstermeye başlaması için bir kaç sezon bekleyecek, başlarda fazla aksiyon göremeyeceksiniz. Bu sırada ise karakterler oldukça güzel bir biçimde işlenecek, yavaş yavaş yan karakterlerin de bazı olaylarla birlikte kendisini göstermeye başlamasıyla, dizi daha da heyecan verici bir hal almaya başlayacak. Sonraki bölümü izlemek için sabırsızlanacağınız, izledikçe hayrete düşeceğiniz bir senaryo sizi bekliyor olacak. Sahneye iyi aktarılmış, iyi anlatılmış karakterleri sayesinde gerilimi ve heyecanı sonuna kadar yaşatması da senaryonun kendine has özelliklerinden birisi. Bazı olayların birbirleriyle bağlantısına hayret ettiren bir senaryoya sahip olan Breaking Bad, aynı zamanda seçimler ve sonuçlarını da etkileyici anlatımıyla gözler önüne seriyor.

Karakterler ve Gelişimleri

Breaking Bad’i zirveye çıkaran şeylerin en önemlilerinden birisi de karakter ve karakterlerin gelişimleri. Acımasız Tuco, dahi ve centilmen Gus Fring’den, ailesi için her riski göze alan Walter White ve onun yumuşak kalpli ortağı Jesse Pinkman’a kadar. Tabii işin içine iyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar vermekte zorlanacağımız karakterler de giriyor. Kötü karakterleri ve tahmin edilemez hareketlerini izlerken, iyilerin uğruna çabaladıkları şeylere de tanık oluyoruz. Güzel anlatılmış karakterleriyle, heyecanı hep en üst safhada tutan Breaking Bad, karakterlerin gelişimini, değişimlerini de ekrana etkileyici ve başarılı bir biçimde yansıtmasıyla kalitesini gösteriyor. Özellikle Walter White’ın masum bir kimya öğretmeninden, suç dehası bir uyuşturucu lorduna dönüşümünü ve bu yolda yaptıklarını hayretler içerisinde izletiyor bize dizi. Başarılı dizi, karakterleriyle bize bağ kurdurması ve duygudan duyguya sokmasıyla, bir dram dizisinin nasıl olması gerektiğini de gösteriyor.

Vince Gilligan Detaylarıyla Sinematografi

Görüntü konusunda gerçekten oldukça başarılı olan dizi, renkleriyle ve detaylarıyla da etkilemeyi başarıyor. Muhteşem çöl sahneleri, gerilimi hissettiren çekimleri ve açılarıyla, görüntü yönetmeni gerçekten de iyi iş çıkarıyor. Renkler konusunda ise Vince Gilligan, her sezon öncesi kostüm ve prodüksiyon tasarımcılarıyla oturup, o sezonda hangi karakter için hangi renk paletinin kullanılacağını tartıştıklarını söylüyor. Karakterlerin giydiği kıyafetlerin rengi, onlar için aslında bir kodlama. Duygularına, gelişimlerine göre giydikleri renkler değişiyor ve bu renkler de çoğu şeyi ifade ediyor. Karakterlerin renk paletlerine göz atarsanız, renkler hakkında ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Dizideki muhteşem görüntü detayları var bir de tabii. Ekranı durdurup hayranlıkla bakılan sahnelerin çoğu, sinematografik olarak muhteşem sahnelerden daha fazlası. Dizi ilerledikçe önemini anlayacağımız detaylardan birisi olan bu sahneler, dizinin sinematografisine olan saygımızı arttırıyor.

Oyunculuklar

Breaking Bad’in dram dizisi olduğunu hatırlarsak, oyunculuğun bu dizide ne kadar da önemli bir yere sahip olduğunu anlayabiliriz. Duyguları hissettiren, kendileriyle bağ kurduran oyunculuklarıyla ekip, bu konuda ne kadar başarılı olduklarını bize gösteriyor. Sahnelerin duygularını ve hissettirdiklerini yaşatıp, bizi dramın ve heyecanın ortasında bırakıyor. İzleyiciye sinir krizi geçirten Skyler performansıyla Anna Gunn’dan , gözlerimizi doldurtan Jesse Pinkman rolüyle Aaron Paul’a kadar. Oyuncular aynı zamanda aldıkları Emmy ödülleriyle de kendilerini kanıtlıyor. Bu arada Aaron Paul’un hiç oyunculuk eğitimi almadığını hatırlatmakta da fayda var.

Son Sezona Kadar Korunan Kalite

İzleyicilere göre ünlü dizilerin çoğunun son sezonları, ilk sezonların heyecanını vermez, tatmin etmez hatta izleyicileri diziden uzaklaştırır. Game of Thrones’un son sezonunda sevenlerine yaşattığı hayal kırıklığı veya Prison Break’in beklentinin altındaki son sezonları akla gelen ilk örneklerden. Breaking Bad’de ise sezonlar ilerledikçe kalitenin düşmesi gibi bir olay söz konusu değil. Aksine, sezonlar ilerledikçe artan gerilim ve heyecan, beklenmedik olaylarla birlikte dizinin tüm sezonlarının kalitesini en üst seviyede tutuyor. İlk sezondan itibaren kalitesini düşürmeyen dizi, mükemmel son sezonuyla da kendisinden bekleneni veriyor. 9.5, 9.6, 9.7, 9.8, 9.9 puanlı bölümlerin yer aldığı son sezon, aynı zamanda 125 binden fazla oyla 10.0 puan alıp, tüm zamanların en iyi dizi bölümü olarak görülen ”Ozymandias” bölümünü de içinde barındırıyor. 10.0 puan almayı başaran başka bir dizi bölümünün olmadığını da söyleyelim ayrıca. Kalitesini asla düşürmemesi, beklentileri fazlasıyla karşılaması, Breaking Bad’i hak ettiği zirveye yerleştiriyor.

”Yeah, Mr. White! Yeah, Science!”