Fizikten Felsefeye Uzanan Köprü: Metafizik

 Metafizik, felsefenin bir bölümüdür.Fizik biliminin çemberinde yer almayan “şey”leri açıklamayı amaç edinmiştir.Varlık, varoluş, ruh, tanrı gibi kavramlar üzerine yoğunlaşır. “Varlık nedir?”, “Tanrı var mıdır?”, “Ruh ölümlü müdür, ölümsüz müdür?” gibi soyut kavramları sorgulayarak onlara cevaplar verir. Nesnenin varlığını, o varlığın arkasındaki gerçekliği ve sebebi arar.

  Tarih boyunca filozoflar tarafından farklı anlamlara tabi edilen metafizik; bazen kabul edilmiş, bazen reddedilmiş ve çokça eleştirilmiştir. Metafizik kavramı İsa’dan önce birinci yüzyılda, Rodoslu Andronikos tarafından ilk olarak ortaya çıkartılmıştır.O, büyük Yunan filozofu Aristoteles’in yazılarını bir araya getirirken fiziğin dışında kalan yazılarına “Fizika’dan sonra gelen” anlamında Meta ta Phsika adını vermiştir. Zamanla bu sözcük fizik ötesi varlık ve fizik ötesi bilgiyi karşılayan bir terim haline gelmiştir. Aristoteles’in bu yapıtında incelediği konular daha sonra metafiziğin konuları hatta Aristoteles tarafından bu konular “ilk felsefe” olarak adlandırılmıştır. Ortaçağın sonuna kadar da metafizik, felsefenin temel bölümünü oluşturmuştur.

Bilimin ilerlemesiyle akla ve mantığa dayanan bilgi ön plana çıkmış ve metafiziğe karşı olumsuz eleştiriler artmıştır. Duyular ile elde edilmemiş bilginin sağlam olmayacağı düşünülse de yaşadığımız dünya içerisinde algılarımızın dışında gelişen her şey, beynimizi kemiren sorular olarak kalmaya devam edecek. Çünkü beşer; sınırlarla donatılmış ve o sınırları aşmak için iç güdüyle hareket etmekten kaçamayan bir yaratıktır.

Felsefe, objelerin düşünce ile görülmesidir.

GOERG WILHELM HEGEL