Freud Tarafından Bizzat Tebrik Edilen Adam: Schnitzler Ve Ölmek

Arthur Schnitzler’in en ünlü novellası “Ölmek” üzerine

Arthur Schnitzler, 5 Mayıs 1862 yılında Leopoldstadt Viyana-Avusturya’da doğdu. Tıp profesörü olan babasının yolundan giderek 1879 yılında Viyana Üniversitesinde tıp tahsiline başladı. Öğrencilik döneminde edebiyata yoğun bir ilgi duymuş ve ilk eserlerini bu dönemde vermiştir. Sigmund Freud’un eserlerine olan ilgisi, onu telkin ve hipnoz konuları üzerine özel ilgi duymasını sağlamıştır.
Bu bilgiler ışığında en ünlü novellası (öyküden uzun romandan kısa eserler) olan “Ölmek” kitabını yazdı. Schnitzler bu kitabında iki sevgili Felix ve Marie’nin korkunç bir sınav olan ‘ölüm’ ile olan savaşını anlatmaktadır. Ölümcül bir hastalığa tutulan Felix sevgilisini de yanında götürmek isterken, Marie’nin bu gerçekle nasıl yüzleştiğine şahit oluyoruz. Birbirini her şeyden çok seven bu iki sevgilinin önlerine çıkan bu zorlu mücadeleyi nasıl aşacaklarını okurken, bir yandan psikolojilerinin nasıl etkilendiğini görüyoruz. Felix her şeyden umudunu kesmiş ve büyük bir karamsarlıkla ölümü beklerken, Marie ise tam tersi onun iyileşeceğine ve hayatlarının daha güzel devam edeceğine kendini inandırarak bu acıyla baş etme gücünü buluyor.


Kitap o kadar gerçekçi bir dille yazılmış ki okurken, burnunuza hastanelerdeki o berbat alkol kokusu dolabilir ve hastanenin kasveti üzerinize çökebilir. İlk bakışta kitap kısa gibi görünse de Schnitzler ölüm sürecindeki birinin özellikle de genç bir insanın sığındığı ağır ve hüzün dolu bir psikolojiyi nasıl atlatmaya çalışacağını çok güzel bir dille kaleme almıştır. Freud ise Dr. Schnitzler olarak tanıdığı arkadaşının “Ölmek” ve diğer kitapları üzerine “Schnitzler büyük ölçüde benim gelişimimi takip etmiştir. Benim bilimsel olarak ortaya koymaya çalıştığım şeyleri şiirsel olarak ifade etmiştir. Ama o takdirde, Dr. Schnitzler yalnızca bir şair değildir, aynı zamanda bir bilim adamıdır.” diyerek övgülerini iletir. Hem doktor kimliğiyle hem de iç monolog tekniğini kullanarak psikanaliz ilkelerini aktarmasıyla Alman Edebiyatının en başarılı yazarlarından biri olan Schnitzler, Freud gibi bir bilim ve düşünce insanından aldığı övgüyle de döneminin en önemli yazarlarından biri olduğunu kanıtlamıştır. Bir yazardan ziyade Freud’un da söylediği gibi aslında Freud’u, psikanalizi, telkin ve hipnoz gibi psikoloji konularını çok iyi anlamış ve bunlar üzerinden eser yazabilecek derecede yetkin bir “bilim insanı”dır.