Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri Kürk Mantolu Madonna’ya, ufak da olsa farklı bir pencereden bakacağız.
Kürk Mantolu Madonna romanında Maria Puder ve Raif Efendi’nin aşkını anlatan Sabahattin Ali, eserini askerdeyken, kolu çatlak halde yazdı. Ali’nin kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğu biliniyor. Bunun bilincinde okunduğu zaman, kitap daha da içine çekiyor sizi. Elbette, Sabahattin Ali’nin öylesine zorlu bir halde yazmaya devam etmesinde yüce bir gaye vardı.
Sabahattin Ali, alelade bir aşk romanı yazmak gayretinde değildi. İnsan, anlaşılması gereken bir varlıktı. İnsanı anlamak, anlamaya çalışmak onun gözünde yüce bir uğraştı. Kürk Mantolu Madonna’da, gerek karakterler gerek kurgu her şey bu gayretin bir parçası olarak çıkıyordu karşımıza. Bu amacı ve bu amaç doğrultusunda davranmayı bize aşılamak istiyordu Sabahattin Ali bu ölümsüz eserinde..
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.“
“Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musun? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sukutu, ne inkisar kalır…Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur…”
İnsan, üstüne binlerce kez düşünülmeyi hak eden, iç dünyasında koca bir evreni barındıran bir mahluktur.
Kürk Mantolu Madonna’da esas alınan, onu sıradan bir aşk romanı yapmayan da budur. Yalnızlığı, buhran halini, hayatta yaşadığın her şeye anlam katan ruh dengini bulmak gibi muazzam bir ayrıcalığı, bizlere en yalın ve en şairane haliyle anlattığı için sonsuz minnet ve sevgiyle anıyoruz Sabahattin Ali’yi.