Michael Ende, Momo

Çocuk Masallarının Çok Ötesinden Bir Masal: Michael Ende, Momo

Ey insanlık, dinle ve anla!
On ikiye beş kaldı.
Aç gözünü, tetikte ol;
Hırsız çaldı zamanını.

Ende, Michael, Momo, Pegasus Yayınları,İstanbul, s.122

“Zaman nedir?” sorusunun cevabını verebiliyorsak zamanın kıymetini bilebilir, zam’an’ımızı öldüren “şeyler”den kendimizi soyutlama gücünü de bulabiliriz. O halde zaman nedir? Gelin, bakın; Michael Ende Momo’da bunu insanlara nasıl açıklıyor?
Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır.Onu ölçmek için saatler, takvimler yapılmıştır ama bunlar hiçbir şey ifade etmez.
Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri, yürektir.

Bu kitabı çocuklardan önce günümüze ayak uyduramamış büyümüş de büyümemiş olanlara yazdığını düşünüyorum , Ende’nin. Baş karakterimiz sevgili Momo: Bir elinde çiçeği, koltuğunun altındaki dost kaplumbağası ve esrarengiz Hora Usta ile devasa büyüklükteki duman adamlar karşında!


“Buldukları ya da kendisine hediye edilenler dışında hiçbir şey’i olmayanlara…

Sevdikleri için tüm sihirli güçlerini kullanıp onları özenle dinleyip, sevdiklerine zaman ayırabilenlere…


Ama niyeti kötü olan ince hesaplılara zamanını çaldırmayanlara…


Bir gün, bir yerde, mutlaka karşılarına çıkan/ çıkma ihtimali olan “duman adamlar”ı üfleyip onları yok edebilecek güçte olanlara…

Momo gibi olan tüm çocuklara… Büyüyen bedendir; maarifeti, masumluğunu yitirmeyip iyi, güzel kalabilme olarak gören tüm gerçek büyümüşlere…

Kart karakter olan “duman adamlar” kitap boyunca okuyucunun karşısına hep aynı amaçla çıkıyorlar. Amaçları, şimdiki an’ ı öldürmekle kalmayıp geçmiş zamanı, geçmişte kalan masumî duyguları, güzellikleri de öldürmek… İnsanları insan yapan onların, geçmişle gelecek arasında kurdukları hissel köprülerini yıkmak, birbirleriyle kurdukları tüm bağları hiçlik’e bürüyerek azar azar yok etmek…
Ende; toplumların modernitenin getirdiği yeniliklerle birlikte kaybetmeye yüz tutmuş maddi-manevi kültürel değerlerine de atıfta bulunuyor.