Saatleri Ayarlama Enstitüsü

 ”Hayat denen bir şey vardı. Paralı parasız insanlar yaşıyorlardı. Kızıyorlar, gülüyorlar, ağlıyorlar, alakadar oluyorlar, seviyorlar, ıstırap çekiyorlar, fakat yaşıyorlardı.”

Ön Bilgi

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanlarından sadece birisidir. 1961 yılında yayımlanmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar, şiirlerinde sembolist bir dil kullanan romanlarında ise, gerçekçi ve sosyal sorunlara eğilen bir yazı tercih etmiştir. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Türk insanının doğu ile batı arasında bocalamasını irdeleyen bir başucu romanıdır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, içeriğini ve konusunu  romanın karakterlerinden Nuri Efendi(Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır. Anlatım Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kendine has simgeci anlatımıyla birleşip, zaman zaman gelişen olaylarla birlikte başkalaşmaktadır. İnsanların popülerliğe ve paraya verdiği önemin,insanların nasıl bir anda yüz değiştirebileceğinin altı çizilmektedir.Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde yalın bir anlatım vardır. Roman dört bölümden oluşmaktadır sırasıyla Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır.

 

İnceleme:

Kitapta Tanzimat döneminden Cumhuriyet’in yakın dönemlerine  kadarki toplumsal geçişler ele alınıyor. Tabii oldukça sembolik bir dille ve yine her biri farklı görüşü, duruşu ve sınıfı temsil eden karakterler vasıtasıyla. Kitaptaki asıl karakterimiz Hayri İrdal… Anıları,düşünceleri vasıtasıyla erişiyoruz bunlara. Gelenekten  moderniteye, Doğu’dan Batı’ya doğru evrilen toplumumuzun bu geçişte yaşadığı aksaklıklara dair çok doğru tespitler var. Hayri İrdal genel anlamda alaycı bir yapıya sahip. Fakir ama gururlu diye tabir edebileceğimiz bir adamken, içine düştüğü  çaresizlik esnasında tanıştığı Halit Ayarcı tüm yaşamını değiştiriyor ve bu defa zengin ama umutsuz, her şeyi yalan olan bir hayata yelken açıyor.

”Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?”

Romanda hem Osmanlı hem de erken Cumhuriyet dönemlerindeki toplum yapısı hakkında gerçekçi tahliller yer alıyor. Elbette sadece sorunlu ve eleştirilecek  karakterler yer almıyor toplumumuzda. Romandaki Nuri Efendi gibi işini iyi yapan, bilge, insanları ve toplumu iyi gözlemleyen, ayakları yere sağlam basan, kendisinde hayranlık uyandıran insanlarda var. Bu muhteşem eser ile yazımıza kitaptan alıntılarla veda ediyoruz.

“Şurada burada tesadüf ettiği yaymacılardan bu tip bozuk saatleri satın alıp ötesini berisini değiştirerek tamir ettikten sonra fakir dostlarına hediye ederdi: ‘Al bakayım şunu! Hele bir zamanına sahip ol… Ondan sonrasına Allah kerimdir!..’“

 “Ben şimdi saatlerimi üşengeçliğe ayarladım…”

“…Yarına üşeniyorum mesela o yüzden bugün dün. Yahut bira içmek çok yorucu geliyor sodayla sarhoş oluyorum. Üzerimi örtmektense üşümem lazım. Bunları düşünmemek için de mektup bekliyorum. Mektupta her şey yazacak. Ben okumayacağım, tahmin edeceğim ama fazla da düşünmeyeceğim. Böyle böyle zaman lastik gibi uzayacak. Bir elimden bırakacağım yarın olacak dün.”