afrodisias

Tanrıça Afrodit’e Adanmış Bir Kent: Afrodisias Antik Kenti

Gerek keşfedilme hikayesiyle gerekse tarihi önemi açısından bu yazımda sizilere Aydın’ın Karacasu ilçesinde yer alan Afrodisias Antik Kenti’nden bahsetmek istiyorum.

Yüzlerce ünlü heykeltıraşın yetiştiği, Roma İmparatoru Augustus’un ” Tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim” sözlerini söylediği bu antik kent, 9 Temmuz 2017 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmesine karar verilmiş olup her yıl binlerce kişi burayı ziyaret etmektedir.

Peki bu kenti özel kılan neydi? Gelin hep beraber bu sorunun cevabını, kısaca anlattığım yazımda bulalım.

Kentin genel görünüşü
Tetrapylon

1. Antik kent, adını Yunan mitolojisinin aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten almıştır.

2. Antik kentte ayrıca tanrıça Afrodit adına yapılmış, günümüze kadar ayakta kalmayı başaran ve yapımı 150 yıl sürüdüğü düşünülen Afrodit Tapınağı yer almaktadır.

3. Antik kent M.Ö 5000 yıllarına kadar uzanan bir tarihçeye sahip olup, M.Ö 2.yy Roma döneminde şehirleşmeye gitmesiyle bu zaman zarfında 15 bin kişiye ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir. M.Ö 1. yy ise Roma imparatoru Augustus şehri özel koruması altına almış ve üzerinden geçen 200 yılda da şehre çok önemli eserler kazandırmıştır.

4. 1958 yılında ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler fotoğraf çekimi yaptığı sırada kaybolur ve yolu tesadüfen antik kentin bulunduğu Geyre köyüne düşer. Köye girdiğinde köydeki sütun ve taşları fark eder. Köy halkına bu gördüklerini sorar ama kimsenin bu gördüklerinin ne olduğunu bildiği yoktur. Ara Güler, taş ve sütunları fotoğraflar ve bu konuda uzman kişilere danışır ancak hiç ilgi göremez. Ara Güler bu işin peşini bırakmaz ve fotoğrafları bu kez de ABD’de bir dergiye yollar ve karşılık alır. Usta sanatçı bu kadar çabalamanın sonucunu almış ve halen de devam eden kazılara, New York Üniversitesi ile koordine edilerek 1961 yılında başlanmıştır.

5. Antik kentin en görkemli yapılarından olan Afrodit Tapınağı’na eklentiler yapılmaya devam etmiş olup tapınak, çok tanrılı inanca sahip olan kişilerin hac yaptıkları yer olarak bilinmektedir. Kente mensup kişilerin Hıristiyanlığa geçişi sonrası tapınak kilise olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Tapınak ve kilise dıştan görünüm

6. Antik kent, etrafı mermer ocaklarıyla çevrili bir yerde kurulmuş olmasından dolayı heykelcilik yapımında Afrodisiasis stili ile yeni bir akım başlamasına da neden olmuştur.

Tanrıça Afrodit’in doğumunu betimleyen rölyef

7. Kentte sadece heykelcilik değil, kentin tapınak merkezi haline gelmesinden dolayı astronomi alanı da çok gelişmiştir. Ayrıca kentin içinde yer alan Odeon ve Psikoposluk Sarayı o dönemlerde kültürel faaliyetlerin (şiir okuma, müzikal, halk meclisi vb) yapıldığı mekan olarak kullanılmıştır.

Psikoposluk Sarayı kalıntıları

8. Dünyanın en iyi stadyumlarından olduğu bilinen ve kentin de en görkemli stadyumlarından birisi olması özelliği ile Afrodisias stadyumu yaklaşık 30 bin kişi kapasitesi, 50 m genişliği, 262 m uzunluğu ve elips bir şekle sahip olması sebebiyle stadyumda zamanında atletizm, festivaller vb. etkinliklere ev sahipliği yapmıştır.

9. Dünyaca meşhur Afrodisias Antik Tiyatronun keşfi ise oldukça ilginçtir. 1960 yılında kazılara başlandığında kentin kalıntılarının bulunduğu Geyre köyünün, bu antik tiyatro üzerine kurulduğu fark edilmiş ve yeni bir köy inşa edilerek 1966 senesinde tekrar kazı çalışmalarına başlanılmıştır.

10. Antik kentin arkeolojik açıdan bu kadar önemli olmasının bir sebebi de; Geç Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çok önemli kabartma ve yazıtların hala ilk gün gibi olması ve bozulmadan günümüze kadar gelebilmesidir.

Sebasteion kabartmaları