Uyumsuz

 Dünyaca ünlü yazar, Veronica Roth’un Uyumsuz (Divergent) adlı romanından uyarlanan, Başrollerinde Shailene Woodley ve Theo James’in bulunduğu, Yönetmen koltuğunda ise Sihirbaz’dan tanıdığımız Neil Burger’ın oturduğu, Bilim kurgu-aksiyon türünde ortaya koyulmuş 2014, ABD yapım film.

Yaratmanın ilk dakikalarından itibaren yeni bir dünya bize aralıyor kapılarını. “Ütopik” mi, “distopik” mi olduğu size kalmış bir dünya. Bu distopik -bana göre- dünyada her kesim, farklı bir erdemi temsil eden bölgelere ayrılmıştır. Bu erdemler: Fedakarlar, korkusuzlar ve bilgeler olmak üzere üç gruba ayrılıyor. Her 16 yaşına basmış birey, kendisine bir bölge belirlemeli, aynı zamanda belirlediği bölgedeki erdemin gerekliliklerini yaşadığı sürece yerine getirmeli; bu bölgeyi/gerekliliği belirlemek için de aynı zamanda teste tabi tutulmalı. Önemini filmin ilk dakikalarında anladığımız teste başrolümüz tabi tutulduğunda olağan dışı bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Normalde, bireylerin bir özelliği ağır basar fakat bu Beatrice için pek de geçerli sayılmaz! Gözetmeninin “uyumsuz” olarak nitelendirdiği Beatrice, bu bağlamda yapılan teste adeta var oluşuyla karşı çıkıyor. Belki de yaratmanın bel kemiği orada kırılıyor, ne dersiniz? Gözetmenin bunu kimseye söylememesi için uyardığı -savaş sonrası distopik bir bölünmenin içinde yaşayan insanların en son isteyeceği şey, bir uyumsuzun ta kendisidir- başrolümüz, ilk başlarda olayın önemini kavrayamasa da gelişen olaylardan sonra bir seçim yapmalı. Seçimini korkusuzlardan yana kullanan Beatrice, önce ismini Tris olarak değiştiriyor, daha sonra korkusuzların bölgesinde kendine yer edinmek için epey çalışıyor. Biz seyirciler de bu kısımda hem Tris’in gelişimine şahit oluyoruz, hem de biraz daha o dünyanın içine adım atıyoruz. Tris ile birlikte Four’u tanıyoruz bu sefer de. Yani, olaylar silsilesinin bir diğer müdavimi. Karakterimizin olaylara girişi pek hızlı. Bu nedenle bir hazımsızlık alıp götürüyor seyirciyi fakat oyunculuk anlamında rolünün hakkını bir güzel veriyor Theo James.

Tris.

Yönetmen Neil Burger, yaratmanın tekdüze atmosferinden bir nebze olsun seyirciyi sıyırtmak adına oyuncu kadrosunu geniş tutuyor. Yine de bir yığın olaylar silsilesinin hemen oldu bittiye getirildiğini düşünmemek elde değil. Aslında az önce “hazımsızlık” olarak nitelendirdiğim şey, yaratmanın ikinci yarısından sonra gösteriyor kendini. Sırf bu hazımsızlık yüzünden kritik anlarda, yan oyuncuların verdiği tepkileri yaşayamıyor seyirci. Bunun haricinde ışıklandırmalar, oyunculuklar harika. Filmde genel anlamda felsefi anlamda bir olgunluğa erişme çabası bulunuyor. Erdemlere üstünkörü değil de gerçek anlamda bir yaklaşım sergilenmiş. Zaten yapımın bir seri üzerinden devam etmesi de bu yüzden pek şaşırtıcı değil bizce. Bilim kurgu ayağına gelince: Felsefi anlamda bazı erdemlere odaklanılmış yapımda, geniş yelpazeli bir bilim kurgudan bahsetmek mümkün değil. Yani, öyle üst düzeyde savaş sahneleri, efektler bekliyorsanız beklentilerinizi çok yüksek tutmamalısınız.

Tris ve Four.

“Korku seni etkisiz hale getirmez, sadece tepki vermene sebep olur.”

“Gelecek, nereye ait olduklarını bilenlerindir.”