Dünya’nın İlk Problemi

İyilik ne demektir? Ya yardımlaşma? Ya da birine güzel bir söz söyleme? İyilik, yardımlaşma, güzel söz bu Dünya’yı ayakta tutan şeylerdir. Sokakta gördüğünüz bir evsize yardım etmek ne demektir? Evsizlik onu kötü mü yapar? Ya da evsizlerin topluma katkısının olmayacağı anlamı çıkar mı sokakta yatıyor olmalarından? Fakirlik, evsizlik, maddi durumun yetersizliği utanılacak bir şey değildir. Asıl utanması gerekenler silah satışlarıyla Dünya’daki gidişatı kötüleştiren, savaşlarıyla bebeklerin canını gözünü kırpmadan alanlardır. Birbirimizle alıp veremediğimiz ne? İstediğimiz mutlu mu olmak, yoksa açgözlülüğümüzü mü doyurmak? Şu an Google’da yaptığım sorgulamayla 2018’deki askeri harcamaların 1,8 trilyon dolar olduğunu, yoksulluğun ise 175 milyar dolarla çözülebileceğini öğrendim, aynı zamanda Trump’ın 2018 bütçesi adı altında 4,1 trilyon dolar ayırdığını da. Yeni askeri anlamda yapacağımız kesintiyle birlik olmamız halinde Amerika’nın bütçesinin neredeyse yarısı kadar bir bütçe oluşacağını buldum.

Hayal edin hiçbir yerden silah sesi gelmiyor. Haberlerde gördüğümüz yoksulları görmeyeceğimiz, onlarında bu birlikten fayda sağlayacağını biliyor olurduk. Silah satanların ve para avcılarının bu Dünya’daki kötülüklerin ana sebebi olduğunu söylemem gerek. Sınırların olmadığını düşünün ve toplanan vergilerin silah yerine insanlara aktarıldığını bilmek ne kadar güzel olacaktır. Bu, Tanrı’nın bize cenneti vermeden cennete girmemiz demek. Hindistan 2018’de 66,5 milyar dolar, Pakistan ise 11,3 milyar dolar para ayırmış silahlara. Eğer bu harcamalar olmasaydı Keşmir gibi sorun olan yerler artık sorun olmaktan çıkacaktı. Çünkü paramızı insanları öldüren silahlara değil insanları yaşatan insanlığa yatırmış olacaktık. Türkiye’nin askeri harcaması ise 2018’de 19 milyar dolar. Eğer bu olmasaydı, bu Doğu Akdeniz gibi yerlerde sorunlara neden olan aramaları yapmıyor olacak ya da halkın sefalet içinde olmasını engellemiş olacaktık.

Ben size silahtan bahsettim ama açgözlülüğümüze ve para sevdamıza bir sebep daha var ve bahsetmeden geçemeyeceğim. ‘Siyah Altın’ yani petrol. Silahları düşündüğümüz gibi petrolle de aynı hesapları veya açıklamaları yapabiliriz. Eğer petrol yerine doğal enerji kaynaklarını veya çevre kirliliğine sebep olmayan diğer kaynakları kullansak ne çocuklarımıza vereceğimiz Dünya’yı dert etmek zorunda kalırdık ne de çevre kirliliğinden kaynaklanan hastalıklara… Son olarak bir soru sorup yazımı tamamlamak istiyorum: Cenneti Tanrı’nın mı vermesi gerekiyor, biz Dünya’mızı Cennet yapamaz mıyız?