Edebiyatın Filmi: Ölü Ozanlar Derneği

Kitap uyarlaması ve Asıl adı Dead Poets Society olan 1989 yapımı bu film, Oscar’da En İyi Özgün Senaryo Ödülü’nü almıştır. Yönetmen koltuğunda Peter Weir otururken başrolünü Robin Williams üstleniyor.

Sadece Robin Williams’ın değil bütün oyuncuların sergiledikleri üst düzey performanslar filme bambaşka bir lezzet katıyor. Filmde ara sıra gerçeküstü ögeler ve arkadaşlar arasında sıkı bir dayanışma göze çarpıyor.

1950’lerin Welton Akademisi, ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan bir okuldur. Okul yönetiminin ve öğretmenlerin bu tutucu tavırları, öğrencilerin okuldan ve derslerden sıkılmasına yol açacaktır. Fakat okula yeni atanan ingilizce öğretmenimiz John Keating öğrencilerinde unutulmaz izler bıracaktır.

John Keating’in hayat felsefesi ”CARPE DİEM!” yani ”ANI YAŞA!”dır. Ebeveynleri ve öğretmenleri tarafından üniversite sınavına gece gündüz çalışması için zorlanan öğrencilerine de bu hayat mottosunu aşılamak için uğraşır.

Öğrencilerini şiir ve edebiyatla tanıştıran bu öğretmenimiz ilk dersinde ders kitaplarını yırttırarak, kalıplaşmış düşüncelerden uzak durmalarını ve kendi doğrularını bulmaları gerektiğini tembihlemiştir.

Film adını ise Keating’in öğrencilik yıllarında üye olduğu gizli bir kulüp olan Ölü Ozanlar Derneği’ninden alır. Ders esnasında öğrencilerine bahsetmesiyle birlikte, öğrenciler bu derneği yeniden canlandırmaya karar verir.

Çok geçmeden okul yönetimi Keating’ın tavırlarından rahatsız olacak ve okuldan uzaklaştırma kararı alacaktır. Öğrencileri ise bu duruma göz yummayıp net bir tavırla karşı çıkacaktır.

İşte filmden birkaç replik!

”Millet, kendi sesinizi bulmak için çabalamalısınız. Çünkü ne kadar uzun beklerseniz, bulmanız o kadar zor olur.”

”İnsanlar sadece hayalleri peşinde özgür olur. Her zaman böyleydi, her zaman böyle olacak.”

Keating: Yaşadığın günü kavra! Henüz vakit varken tomurcukları topla. Yazar bunu neden yazmış?
Öğrenci: Acelesi var.
Keating: Bilemediniz. Ama önemli olan yarışmaktı. Çünkü hepimiz solucan yemi olacağız, arkadaşlar! Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz. Şimdi öne doğru bir adım atın. Ve geçmişten gelen bu yüzleri biraz inceleyin. Onlara daha önce ciddi olarak bakmadınız. Sizden pek farklı değiller. Aynı saç modeli. Tıpkı sizler gibi hormonlara sahipler. Sizler gibi yenilmez hissediyorlar! Dünya onlar için bir istiridye. Çok büyük şeyler başaracaklarına inanıyorlar. Sizler gibi gözleri umutla dolu. Peki yapabileceklerini yapmak için yaşamaya acaba çok geç mi başladılar? Çünkü bu oğlanlar artık çiçeklere gübre oldu. Ama eğer dikkatle dinlerseniz size fısıldadıklarını duyarsınız. Yaklaşın. Dinleyin! Duyuyor musunuz? Carpe… Carpe… Carpe Diem… Yaşadığınız günü kavrayın, çocuklar. Hayatınızı olağan dışı yapın!

Keyifli İzlemeler!

https://www.youtube.com/watch?v=LtZbd7ozJ3c