nefesim kesilene kadar,

Nefesim Kesilene Kadar Filmi Üzerinden Toplumsal Cinsiyet Konulu Sinema

İnsan cinsleri erkek ya da kadın olarak ayrılmışken toplumsal cinsiyet bununla farklı yönler barındırır. Bir toplumun örf, adet ve anane gibi yasalarla belirlenmeyen, pozitif veya negatif olarak topluma cinsiyet bağlamında dayattığı kurallar bunu karşılar.

Her bireyin kendine özgü bir karakter ve kişiliği varken bu kurallarla ters düştüğü noktalarında bulunması tamamen doğaldır fakat bu kuralları karşısına alan kişiler her zaman bir dışlanmaya maruz kalarak psikolojik travmalar yaşamaya itilmiştir. Bu bağlamda Emine Emel Balcı tarafından yönetmenliği yapılan Nefesim Kesilene Kadar (2015) filmini değerlendirmek gerekirse: Serap isimli karakter üzerinden güçlü kadın tasviri yapılmıştır. Çocukluğunu yetimhanede aile olgusunun uzağında geçiren Serap’ın kurduğu babasıyla bir ev kiralayıp eniştesinin egemenliğinden kurtulma hayali, film sonuna kadar devam etmekte.

nefesim kesilene kadar,

İstanbul’un bir sanayi bölgesinde konfeksiyon atölyesinde ortacı olarak çalışıp bağımsızlığını kazanmak adına para biriktirmeye başlayan Serap, aynı zamanda evden uzak olmanın tek yolunun çalışmak olduğunun da farkında. Serap’ın bağımsızlığını kazanmak ve babasına bağlı yaşama isteği dikkat çekmekte. Bir kadının hayatında kurtuluş olarak bunu görmesinin nedenlerinden biri de tek başına güçsüz hissetmesi, çıkış yolu olarak bir erkeğin boyunduruğundan kurtulup en azından biraz daha kendini iyi hissettiği bir erkeğe sığınması açıkçası toplumun yapısını gözler önüne seriyor. Film boyunca babası tarafından defalarca hüsrana uğrayan Serap değişmeye başlar ve aslında kendisine uymayan davranışlar sergiler. Depoda Yusuf ve Dilberi yakın bir şekilde gören Serap bu durum karşısında en yakın olan arkadaşı Dilber’i şikâyet ettikten sonra iyice yalnızlaşır.

Dilber’in işten atılması fakat Yusuf’un bu durumdan zarar görmüyor olması toplumun gözünde erkeklerin ve kadınların bulunduğu noktayı karşılamakta. Tüm bunlardan sonra Serap’ın hırsızlık yaparak Yusuf’a zarar vermesi adaleti sağlama çabasından doğmuştur.

Doğru olmayan bir davranışta bulunmasına rağmen yaşamı boyunca kadın olarak adaletsiz bir hayat sürmüş olmasının sonucunun bu olduğu açıktır. Artık adaletini kendisi sağlamaktadır.